Showing posts with label turkey. Show all posts
Showing posts with label turkey. Show all posts

Sunday, 1 April 2012

CENGIZ CANDAR INGILTERE PARLEMENTOSUNDA KONUSTU


Türkiye Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi’nin düzenlediği toplantıda konuşan Cengiz Çandar “TÜRKİYE BARIŞA VE HUZURA KAVUŞACAK” dedi…

Türkiye Araştırmalar ve Kalkınma Merkezi'nin (The Centre for Turkey Studies and Develpoment) gerçekleştirmiş olduğu etkinlikler kapsamında geçtiğimiz hafta gazeteci-köşe yazarı Cengiz Çandar İngiliz Parlemantosu’nda ağırlandı.

Türkiye Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen panelin temel konusu köşe yazarı Cengiz Çandar’ın TESEV için hazırladığı ‘Dağdan İniş-PKK Nasıl Silah Bırakır? Kürt Sorunu’nun Şiddetten Arındırılması’ raporu, Kürt Meselesi’nde yaşanan son gelişmeler ve Van Depremi’ydi.

Katılımın oldukça yoğun olduğu “Türkiye ve Demokrasi” konulu panele İngiliz Parlementosu’ndan gölge Avrupa Bakanı Emma Reynolds, Eric Joyce, Andy Slaughter, Jeremy Corbyn yanısıra Aberystwyth Üniversitesi’nden Dr. Ayla Gol katıldı.
İngiliz milletvekilleri (Emma Reynolds, Eric Joyce, Andy Slaughter, Jeremy Corbyn) ve Dr. Ayla Gol Van Depremi için üzüntülerini dile getirerek Kürt Sorunu’yla ilgili düşüncelerini ve duygularını belirten kısa birer konuşma yaptılar.

Cengiz Çandar konuşmasına TESEV için hazırladığı rapora, Kürt Sorunu’na asıl çözüm üretecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden milletvekillerinin ilgisizliğine karşı İngiliz Perlemantosu’ndan milletvekillerinin gösterdiği duyarlılığa teşekkür ederek başladı.

“PKK GÖRMEZDEN GELİNEREK KÜRT MESELESİ ÇÖZÜLEMEZ”

Kürt Sorunu’nun askeri güçle çözülemeyeceğini vurgulayan Çandar, PKK’nın Kürt Sorunu’nun bir sonucu olduğunun, Kürt Sorunu’nun PKK’ den çok önceleri var olduğunun altını çizerek, PKK görmezden gelinerek bu sorunun çözülmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Kürt sorununun çözümünde siyasi iradenin üzerine düşeni yerine getirmesinin aciliyeti üzerinde duran Cengiz Çandar, çözümsüz geçen her günün yeni acıları da beraberinde getirdiğini dile getirdi.

“Terörizm ve Kürt Sorunu birbirinden faklı iki şeydir. Eğer siz teröre karşı savaştığınızı düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içindesinizdir” diyen Çandar, meselenin çözümü için kavram kargaşasına son verilmesi gerektiğini, siyasi irade tarafından kullanılan dilin çözüme hizmet için yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.

Sorunun çözümü için diyalog ortamının var olduğunu, her iki tarafın da karşılıklı görüşmeler yaparak, konuştuğunu fakat bu diyaloğun artık bir uzlaşma noktasına taşınmasının ve şiddete son verilerek anlaşmanın bir an önce yapılması gerektiğini belirtti.

PKK’nın Kürt Sorunu’nun çözümünde dışlanamayacağını, muhatap olarak PKK’nın dikkate alınması gerektiğini ve Kürt Sorunu’nu çözmek için öncelikle Kürt kimliğinin kabul edilmesi, Kürtlerin kültürel haklarının tanınması ve verilmesi gerektiğini söyleyen Cengiz Çandar Kürtlerin, mecliste Kürt milletvekilleri tarafından temsil edilmesinin de önemine vurgu yaptı.

Binlerce Kürt aktivist düşüncelerinden ve yazılarından dolayı hapisteyken Kürt Sorunu’nun nasıl çözülebileceğinin ve sorunun çözümü için kimin muhatap alınacağının, bu süreçte Kürtleri kimlerin temsil edeceğinin bir muamma olduğunu belirten Çandar, sorunun çözümü için mecliste gerçek bir demokrasi ortamının var olmasının, tutuklu olanların serbest bırakılmasının ve demokratik alanda Kürt Sorunu’nun özgürce tartışılmasının gerektiğini bildirerek, şunları kaydetti:

“Öcalan’ın hapiste olması da diğer bir önemli sorundur. Milyonlarca Kürt Öcalan’ı liderleri olarak görmekte ve ona inanmaktadırlar. Bu bağlamda Abdullah Öcalan çözümün bir parçası olmalıdır. İnsanları dağdan indirmek istiyorsanız Öcalan’ı içerde tutarak bu sorunu çözemezsiniz.”
“Her iki tarafta süregelen şiddet için birbirini suçlamaya devam etmektedir. Oldukça güç hangi tarafın sorumlu olduğunu söylemek ama sonuçta şiddet hâlâ devam etmekte.”

Şiddete son verilmesi için herkesin üzerine düşeni yerine getirmesi çağrısında bulunan Cengiz Çandar, Türkiye’nin barışa ve huzura kavuşacağını, bunu umut ettiğini belirtti.

Asagida Cengiz Candarin Londra programi kapsaminda Parlemento'da, Parlemento sonrasi yemekte ve gezi esnasinda cekilen fotolarin bazilari var..
































FRIENDS OF SYRIA MEETING IN TURKEY

Today, representatives of about 80 different countries gathered in Istanbul, to discuss about the future of Syria.

Syria used to have territorial disputes with Turkey when Bassar Assad's father, Hafiz Essad, was in power. Both Syria and Turkey after Hafiz Essad started to cooperate against the Kurdish aspirations for national rights and they become very close allies. Iran was also a strong partner to the alliance.

Turkey's current foreign minister, Ahmet Davutoglu, came up with a concept of "Zero problems" with neighbours.

Turkey and Syria got much closer and they agreed on travel without Visa's. This was good news, especially to the Kurds who happened to live on both side of the borders and used to have many difficulties in seeing their loved ones on the other side of the border.

Turkey's PM, Erdogan and Syrian President Essad become family friends. They start to meet socially and possibly had holidays together.

Than Arab Spring began and things started to change for the region and its people. Turkey was slow in recognising the pace of the change. The officials in Turkey probably did not realised that this "Arab spring" is not going to go away so easily.

Turkey changed its known official policy and supported uprising or revolutions in Libya and other countries.

When Arab Spring reached Syria, Turkey was not certain in relation to what position to take. Supporting Assad was no longer an internationally acceptable choice and supporting the people uprising against Assad was hard choice to make. What if Assad do not lose the fight as others like Kaddafi did? What will happen to the 2 million Kurds in the Syria who live in the bordering area with Turkey? What if toppling Assad could create another de-facto independent Kurdistan just like the one in Iraq?

The Kurdish issue in Turkey yet again prevents Turkey from taking an active role in a crisis in its neighbour which was certainly going to became a problem for her.

Now, Turkey hosts a meeting of Friends of Syria in Istanbul and the FM, Ahmet Davutoglu, acknowledges the Syrian People's right to defend themselves against the Assad regime and International community including Turkey recognises the Syrian National Council as the representative of Syrian People.

At the same, Russia with possible support from China is known to be working hard to gather its own Syrian National Council. Russia is keen to keep Assad in power and aims to bring different groups representing diverse Syrian people together to seek a solution to the ongoing problems in Syria.

The conflict in Syria, now, began to look more like proxy war than ever..