Turkiye'nin saygin gazeteci yazarlarindan Ece Temelkuran'in SOAS universitesinde katilacagi toplantiya sayili gunler kaldi.
Prof Dr Ibrahim Sirkeci'nin yonetecegi "Balkon Otoritesi; Türkiye’nin Yeni Rejiminin Kısa Bir Tarihi" konulu seminer'de konusma yapacak olan Ece Temelkuran, Londra'da 2. Alevi Kultur festivali basta olmak uzere bir cok etkinlige katilacak. Ingiliz siyasetciler, akademisyenler ve dusunce kuruluslarindan cok sayida kisinin katilmasinin beklendigi toplanti icin cok az yer kaldigini aciklayan Turkiye arastirmalari merkezi, katilmak isteyenlerin acele etmeleri cagrisinda bulundu.
31 Mayıs Salı aksami saat 6-8 arasi SOAS universitesinin Khalili Lecture Theathre isimli konferans salonunda yapılacak olan seminere birçok çevreden çok sayıda kişinin katılmasıbekleniyor. SOAS’da yapılacak olan seminerin Türkiye’de son yıllarda yaşanansiyasal ve sosyal değişimleri masaya yatırması bekleniyor.
Seminer'de sinirli sayida yer kaldigini belirten Turkiye arastirmalari merkezi direktoru Ibrahim Dogus, katilmak isteyenlerin kisa zamanda info@centre-for-turkey-studies.org emaili uzeri iletisime gecmeleri gerektigini veya internet uzeri http://ctspublicforumecetemelkuran.eventbrite.com adresinden kayit yaptirilabilecegini acikladi.
Wednesday, 23 May 2012
Thursday, 17 May 2012
ECE TEMELKURAN LONDRAYA GELIYOR
Muhalif kişiliği ile tanınan gazeteci yazar Ece Temelkuran Türkiye Araştırmaları Merkezi, CTS, (Centre for Turkey Studies) ile Alevi Kultur merkezi ve Cemevi tarafindan duzenlenen bir dizi etkinlige katilmak icin Londra'ya geliyor.
Gectigimiz gunlerde 1. kurulus yildonumunu Park Lane Sheraton'da duzenlenen bir torenle kutlayan Turkiye Arastrimalari Merkezi kutlamasina ingiltere basbakan yardimcisi Nick Clegg, Golge Avrupa Bakani Emma Reynolds, Turkiye'den Cengiz Candar, Ali Bayramoglu, Hilal Kaplan, Amberin Zaman, CHP bursa milletvekili Aykan Erdemir basta olmak uzere 550'yi askin taninmis misafir katilmisti.
Turkiye arastirmalari merkezi tarafindan en son Hilal Kaplan, Amberin Zaman ve Bursa Milletvekili Aykan Erdemir'in konusmaci olarak katildigi ayri panellerin ardindan, bu kez gazeteci Ece Temelkuran'in katilacagi "Balkon Otoritesi; Türkiye’nin Yeni Rejiminin Kısa Bir Tarihi" konulu bir seminer duzenlenecek.
Prof Dr Ibrahim Sirkeci'nin yonetecegi, 31 Mayıs Salı aksami saat 6-8 arasi SOAS universitesinin Khalili Lecture Theathre isimli konferans salonunda yapılacak olan seminere birçok çevreden çok sayıda kişinin katılması bekleniyor. SOAS’da yapılacak olan seminerin Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal ve sosyal değişimleri masaya yatırması bekleniyor.
Seminer'de sinirli sayida yer kaldigini belirten Turkiye arastirmalari merkezi direktoru Ibrahim Dogus, katilmak isteyenlerin kisa zamanda info@centre-for-turkey-studies.org emaili uzeri iletisime gecmeleri gerektigini veya internet uzeri http://ctspublicforumecetemelkuran.eventbrite.com adresinden kayit yaptirilabilecegini acikladi.
Ece Temelkuran Kimdir?
1973 yılında İzmir'de doğdu. Bornova Anadolu Lisesi'ni 1991'de, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 1995'te bitirdi. İlk yazıları Patika dergisinde yayınlandı. 1993'te Cumhuriyet'te gazeteciliğe başladı. Kadın hareketi, siyasi tutuklu ve hükümlüler, Güneydoğu sorunu üzerine çalıştı; röportajlar yaptı. Bütün Kadınların Kafası Karışıktır adlı kitabı 1996'da yayınlandı. Aynı yıl Alman hükümeti tarafından yılın gazetecisi seçildi ve Almanya'da kadın hareketi üzerine bir araştırma yaptı.
1997 yılında Oğlum Kızım Devletim-Evlerden Sokaklara Tutuklu Anneleri adlı araştırma kitabı yayınlandı. Ardından avukatlık ruhsatnamesini aldı ve bu mesleği "henüz" hiç icra etmedi. Cumhuriyet Dergi için yaptığı "Bekaret Testi Suçtur" adlı yazısıyla Tabipler Odası Yılın Araştırma Yazısı ödülünü aldı.
Yurtiçinde ve dışında çeşitli dergilerde yazılar yazdı, CNN Türk'te muhabirlik yaptı. Daha sonra şiir-metin (poem&prose) türündeki İç Kitabı (Everest, 2002) yayınlandı. Eylül 2002'de şiir-metin türündeki üçüncü kitabı Kıyı Kitabı'nı yazdı.
Milliyet'teki köşe yazıları sebebiyle BAL Vakfı tarafından "Beyaz Yorum" ödülüne layık görüldü. Dünya Sosyal Forum sürecini izlemek için 2003'te Brezilya'ya, 2004'te Hindistan'a gitti. Arjantin'de ekonomik krizden sonra oluşan halk hareketini inceledi. Bu harekete ilişkin yazıları "Buenos Aires'te Son Tango" adı altında yazı dizisi olarak Milliyet'te yayınlandı.
Savaş karşıtı yazıları sebebiyle Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden "Barış Kalemi" ödülünü aldı.
Yazar Venezüella'daki sosyalist devrimi incelemiş ve üzerine 2006 Ocak ayında "Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita" kitabını yazmıştır. Ayni zamanda, Ermeniler ve Türkler arasındaki ilişkiyi"Ağrı 'nın Derinliği" adlı kitabında yazmıştır
Saturday, 12 May 2012
MILLETVEKILI AYKAN ERDEMIR BRITANYA PARLEMENTOSUNDA
Turkiye Arastirmalari Merkezi'nin birinci kurulus yildonumu etkinliklerine katilmak amaciyla Londra'ya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa milletvekili Doc Dr Aykan Erdemir, Britanya Parlementosunda Isci partili milletvekili Pat McFadden'in ev sahibliginde duzenlenen " Turkiye'de AKP hukumeti doneminde Alevilerin durumu" konulu bir seminerde konusma yapti.
Milletvekili Aykan Erdemir, Turkiye'de milyonlarca Alevi vatandasi'in yasadigini dile getirdigi konusmasinda, Alevil'erin temel hak ve ozgurluklerine kavusmak icin onemli mucadeleler yuruttuklerini, buyuk bedeller odediklerini fakat hukumetin henuz gerekli adimlari atmaktan uzak oldugunu dile getirdi. AKP hukumetinin cesitli acilim ve calistay toplantilari duzenleyerek konuya ilgi gosterdigini fakat Alevi Calistayina Maras katliami sorumlularindan oldugu bilinen Okkes Sendiller'in de davet edilmesi ile hukumetin konuya ne kadar uzak oldugunun bir kez daha goruldugunu dile getirdi.
Seminer'e baskanli yapan milletvekili Eric Joyce ise yaptigi degerlendirme'de Turkiye'nin tam demokrasiye ilerlemesi icin CHP'ye buyuk gorevler dustugunu, bunu layikiyla yerine getiren bir CHP'nin Turkiye'nin gelecegine dair umut olacagini belirtti.Milletvekili Eric Joyce'un baskanliginda gerceklesen Seminer'e Britanya Parlementosunda gerceklesen seminere aralarinda Alevi kultur merkezi ve Cemevi baskani Israfil Erbil'inde bulundugu yogun katilim oldu.
Milletvekili Aykan Erdemir bir cok siyasetciyle gorustu.
Bursa Milletvekili Aykan Erdmemir Londra ziyareti kapsaminda aralarinda Devlet Bakani Lynne Featherstone, Golge Avrupa'dan sorumlu bakan Emma Reynolds, bir cok milletvekili ve Lordlar kamarasi uyesi ile de Turkiye'de yasanan son gelismelere iliskin ozel gorusmelere gerceklestirdi.
ECE TEMEL KURAN LONDRAYA GELIYOR
Muhalif kişiliği ile tanınan gazeteci yazar Ece Temelkuran Türkiye Araştırmaları Merkezi, CTS, (Centre for Turkey Studies) ile Alevi Kultur merkezi ve Cemevi tarafindan duzenlenen bir dizi etkinlige katilmak icin Londra'ya geliyor.
Gectigimiz gunlerde 1. kurulus yildonumunu Park Lane Sheraton'da duzenlenen bir torenle kutlayan Turkiye Arastrimalari Merkezi kutlamasina ingiltere basbakan yardimcisi Nick Clegg, Golge Avrupa Bakani Emma Reynolds, Turkiye'den Cengiz Candar, Ali Bayramoglu, Hilal Kaplan, Amberin Zaman, CHP bursa milletvekili Aykan Erdemir basta olmak uzere 550'yi askin taninmis misafir katilmisti.
Turkiye arastirmalari merkezi tarafindan en son Hilal Kaplan, Amberin Zaman ve Bursa Milletvekili Aykan Erdemir'in konusmaci olarak katildigi ayri panellerin ardindan, bu kez gazeteci Ece Temelkuran'in katilacagi "Balkon Otoritesi; Türkiye’nin Yeni Rejiminin Kısa Bir Tarihi" konulu bir seminer duzenlenecek.
31 Mayıs Salı aksami saat 6-8 arasi SOAS universitesinin Khalili Lecture Theathre isimli konferans salonunda yapılacak olan seminere birçok çevreden çok sayıda kişinin katılması bekleniyor. SOAS’da yapılacak olan seminerin Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal ve sosyal değişimleri masaya yatırması bekleniyor.
Seminer'de sinirli sayida yer kaldigini belirten Turkiye arastirmalari merkezi direktoru Ibrahim Dogus, katilmak isteyenlerin kisa zamanda info@centre-for-turkey-studies.org emaili uzeri iletisime gecmeleri gerektigini veya internet uzeri http://ctspublicforumecetemelkuran.eventbrite.com adresinden kayit yaptirilabilecegini acikladi.
Ece Temelkuran Kimdir?
1973 yılında İzmir'de doğdu. Bornova Anadolu Lisesi'ni 1991'de, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 1995'te bitirdi. İlk yazıları Patika dergisinde yayınlandı. 1993'te Cumhuriyet'te gazeteciliğe başladı. Kadın hareketi, siyasi tutuklu ve hükümlüler, Güneydoğu sorunu üzerine çalıştı; röportajlar yaptı. Bütün Kadınların Kafası Karışıktır adlı kitabı 1996'da yayınlandı. Aynı yıl Alman hükümeti tarafından yılın gazetecisi seçildi ve Almanya'da kadın hareketi üzerine bir araştırma yaptı.
1997 yılında Oğlum Kızım Devletim-Evlerden Sokaklara Tutuklu Anneleri adlı araştırma kitabı yayınlandı. Ardından avukatlık ruhsatnamesini aldı ve bu mesleği "henüz" hiç icra etmedi. Cumhuriyet Dergi için yaptığı "Bekaret Testi Suçtur" adlı yazısıyla Tabipler Odası Yılın Araştırma Yazısı ödülünü aldı.
Yurtiçinde ve dışında çeşitli dergilerde yazılar yazdı, CNN Türk'te muhabirlik yaptı. Daha sonra şiir-metin (poem&prose) türündeki İç Kitabı (Everest, 2002) yayınlandı. Eylül 2002'de şiir-metin türündeki üçüncü kitabı Kıyı Kitabı'nı yazdı.
Milliyet'teki köşe yazıları sebebiyle BAL Vakfı tarafından "Beyaz Yorum" ödülüne layık görüldü. Dünya Sosyal Forum sürecini izlemek için 2003'te Brezilya'ya, 2004'te Hindistan'a gitti. Arjantin'de ekonomik krizden sonra oluşan halk hareketini inceledi. Bu harekete ilişkin yazıları "Buenos Aires'te Son Tango" adı altında yazı dizisi olarak Milliyet'te yayınlandı.
Savaş karşıtı yazıları sebebiyle Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden "Barış Kalemi" ödülünü aldı.
Yazar Venezüella'daki sosyalist devrimi incelemiş ve üzerine 2006 Ocak ayında "Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita" kitabını yazmıştır. Ayni zamanda, Ermeniler ve Türkler arasındaki ilişkiyi"Ağrı 'nın Derinliği" adlı kitabında yazmıştır
En son HaberTurk’de çalışan Temelkuran’ın yazılarından dolayı işine son verildi.
Thursday, 10 May 2012
CTS PUBLIC FORUM WITH ECE TEMELKURAN
Centre for Turkey Studies
Public Forum“The Balcony of Authority: A Brief History of the New Regime in Turkey”Guest speaker:Ms. Ece Temelkuran,Author and Journalist, TurkeyDate: Thursday, 31 May 2012Location: KLT Room, School of Oriental and African Study (SOAS), University of LondonTime: 18:00 - 20:00Address: SOAS, Thornhaugh Street, Russell Square, London WC1H 0XGTube Station: Russell SquareThe Centre for Turkey Studies (CTS) is delighted to welcome the well-known Turkish author and journalist Ece Temelkuran to share her unique insights into Turkey’s domestic politics: Her talk “The Balcony of Authority: A Brief History of the New Regime in Turkey” will shed some light on the background and current developments of Turkey’s current regime.Born in 1973 in Turkey, Ece Temelkuran is one of Turkey’s best-known journalists and political commentators. She has been a journalist since 1993 and has been writing political columns since 2000. Her investigative journalism and books broach subjects that are highly controversial in Turkey, such as the Kurdish and Armenian issues, the women's movement, and matters dealing with political prisoners. She has published widely and was honoured many awards including the Pen for Peace andTurkish Journalist of the Year award. As a writer she has published 12 books. Two of her books: Deep Mountain, Across the Turkish-Armenian Divide and Book of the Edge have also been published in English. Her first novel Muz Sesleri (The Sound of Bananas) has recently been published in Arabic. Ece Temelkuran’s articles have been published in various newspapers and journals including Nawaat, TheNew Left Review, Le Monde Diplomatique, Global Voices Advocacy and The Guardian. In addition, Ece Temelkuran was a visiting fellow at the University of Oxford’s Reuters Institute for the Study of Journalism. She regularly writes for Al-Akhbar English.
Monday, 7 May 2012
JONATHAN FRYER ON CTS
Nick Clegg at the Centre for Turkey Studies
Posted by jonathanfryer on Monday, 30th April, 2012
Hilal Kaplan Londra izlenimi
Britanya Parlamentosu'nda linçÜç gün boyunca Londra merkezli sivil toplum örgütü Türkiye Araştırmaları Merkezi'nin (CTS) davetlisi olarak Britanya'daydım. CTS, Türkiye ile Britanya toplumu arasındaki sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesine aracılık etmeye çalışan, alandaki ender ama oldukça başarılı bir kurum olma yolunda ilerliyor. Birinci kuruluş yıl dönümü etkinliğine Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ve siyasî partilerden temsilcilerin yanı sıra Britanya'da yaşayan vatandaşlarımızdan katılımın hem yoğun hem de çeşitli kesimlerden gerçekleşmiş olması bunun göstergesiydi.
Ertesi gün, konuşmacı olacağımız panele katılmak için Amberin Zaman'la beraber Britanya Parlamentosu'ndaydık. Amberin Zaman, Suriye politikası üzerinden Türkiye demokrasinin eksik gördüğü yanlarını anlattı. Ben de o eksiklerin tarihsel kaynaklarıyla da alakalı olan Türkiye'deki modernleşme tecrübesini ve Atatürk kültünü ele aldım.
Ancak ne hikmetse, dinleyici kitlesi içerisinde, birbirlerini tanıdıkları belli olan yedi-sekiz kişi önce sunumlar sırasında yüksek sesle müdahalede bulundular, ardından soru-cevap kısmında ortalığı birbirine kattılar. Kimisi İngilizce bağırarak konuşurken, yanındakiler de daha kısık sesle Türkçe hakaretler ediyorlardı. Londra'daki Atatürkçü Düşünce Kulübü Başkanı'nın da aralarında olduğu bu grup, salondaki diğer katılımcıların da tepkisiyle en sonunda güvenlik eşliğinde dışarı çıkarıldı. Mevzubahis kişilerin söylemlerinden yola çıkarak gördüğüm tabloyu analiz etmek isterim:
1. "Sizin akademik birikiminiz nedir? Bu tahlilleri yapacak kadar eğitimli misiniz?"
Moderatörün bile isyan edip cevaplamamı istemediği bu üstenci soruyu, ben yine de cevapladım elbette. Ancak burada sorun benim ne kadar eğitimli olup olmadığımdan çok, soruyu soran "Aydın Türk kadın"ın başlıca amaçlarından birisinin, başörtüsü yasağı nedeniyle almak için mücadele etmek zorunda kaldığım akademik birikimden yoksun kalmam olmasıdır.
İkinci önemli noktaysa, istifade ettiğim kaynaklar bahsinde Erich Jan Zürcher'den Mete Tunçay'a kadar pek çok tarihçinin ismini sıraladığımda hanımefendinin sessizliğe boğulması oldu. Zira eğer tarihî gerçekleri bilmemek bir itham konusuysa, anlaşılan aynı cürmü kendisi muhtemelen sadece Nutuk okuyarak işlemişti.
2. "Pasaportunuz, Türkiye pasaportu mu? Eğer öyleyse kendi ülkenizden bunca şikâyet etmekten utanmıyor musunuz?"
Atatürkçü özneleşme süreçlerinde birey, Atatürk ve kısmen onun üzerinden devletle özdeşleştiğinden, Atatürkçü özneler devlete veya Atatürk'e yapılan en küçük eleştiriyi "kişisel" algılar. Onları eleştirmenizin, yedi cedlerine sövmenizden pek farkı yokmuş gibi feveran etmeleri biraz da bu yüzdendir. Ancak daha ilginci, Ak Parti hükümetine yapılan her eleştiriyi ayakta alkışlayacak kadar büyük coşkuyla karşılamaları olmuştur. Ak Parti, isterse bir on yıl daha memleketi yönetsin, kendi kafalarındaki devlet tahayyülüyle örtüşmeyecek sanırım.
3. "Allah cezanı versin"
Dinleyicilerden birisi ayağa kalkıp, yüzüme bakarak böyle dedi. Sen sunum boyunca, halkı İslâmî köklerinden ayırmak için hayata geçirilen jakoben uygulamaları anlat ve sana itiraz edenin sözü yine İslâmî kodlardan müteşekkil olsun. Bu tepkinin kendisi bile başlı başına mezkûr projenin çöküşüne delalettir.
Sunumda Atatürk kültüne ilişkin anlattığım ne varsa, bunu söz ve davranışlarıyla diğer dinleyicilere fazlasıyla kanıtlayan Atatürkçü katılımcılara teşekkür ederim. Ben, söz konusu kültün toplumsal olana ilişkin zararlarını istesem bile onlar kadar iyi anlatamazdım.
1915 bağı
Dinleyiciler arasında, yaşlı bir beyefendi söz alarak Ermeni asıllı olduğunu ama asla milliyetçi olmadığını, salondaki Türk milliyetçileriyle Ermeni milliyetçiler arasında pek çok benzerlik bulunduğunu söyledi.
"Karşımda hakikate bağlılıklarını cesaretle gösteren iki hanımefendi görüyorum" derken gözleri doldu, zorlukla sözlerine devam edebildi. Mustafa Kemâl'in İngiliz ve Fransız emperyalistlerle işbirliği yaparak cumhuriyeti kurduğu tezine ilişkin sorusuna cevap verirken 1915'e değinmeden bitirmek istemedim ve üç yıldır Taksim'de yapılan anmalardan bahsederek Türk-Ermeni ilişkilerine dair umudu yitirmemek gerektiğini söyledim. Panel bittikten sonra yanıma gelen ve tarih profesörü olduğunu öğrendiğim bu bey, yine gözleri yaşlı kulağıma eğildi ve şöyle söyledi: "Bizi memleketimizden kovanlar da işte bu zihniyete sahipti."
1915, Ermenilerle Müslümanların arasındaki bağı tamamen koparabilir, yüzyıllar boyunca bir arada yaşadığımızı unutturabilirdi. Ama İttihat ve Terakki zihniyetinin uyguladığı diğer toplumsal mühendislik projelerinde de olduğu gibi halkların belleği, devletlerin unutturma politikasına galip geliyor. 1915, dünyanın her yerinde aramızdaki bağı hatırlatan ve bu örnekte olduğu gibi pekiştiren bir acı olmayı sürdürüyor; hatırladıkça hafifleyen bir acı...
Ertesi gün, konuşmacı olacağımız panele katılmak için Amberin Zaman'la beraber Britanya Parlamentosu'ndaydık. Amberin Zaman, Suriye politikası üzerinden Türkiye demokrasinin eksik gördüğü yanlarını anlattı. Ben de o eksiklerin tarihsel kaynaklarıyla da alakalı olan Türkiye'deki modernleşme tecrübesini ve Atatürk kültünü ele aldım.
Ancak ne hikmetse, dinleyici kitlesi içerisinde, birbirlerini tanıdıkları belli olan yedi-sekiz kişi önce sunumlar sırasında yüksek sesle müdahalede bulundular, ardından soru-cevap kısmında ortalığı birbirine kattılar. Kimisi İngilizce bağırarak konuşurken, yanındakiler de daha kısık sesle Türkçe hakaretler ediyorlardı. Londra'daki Atatürkçü Düşünce Kulübü Başkanı'nın da aralarında olduğu bu grup, salondaki diğer katılımcıların da tepkisiyle en sonunda güvenlik eşliğinde dışarı çıkarıldı. Mevzubahis kişilerin söylemlerinden yola çıkarak gördüğüm tabloyu analiz etmek isterim:
1. "Sizin akademik birikiminiz nedir? Bu tahlilleri yapacak kadar eğitimli misiniz?"
Moderatörün bile isyan edip cevaplamamı istemediği bu üstenci soruyu, ben yine de cevapladım elbette. Ancak burada sorun benim ne kadar eğitimli olup olmadığımdan çok, soruyu soran "Aydın Türk kadın"ın başlıca amaçlarından birisinin, başörtüsü yasağı nedeniyle almak için mücadele etmek zorunda kaldığım akademik birikimden yoksun kalmam olmasıdır.
İkinci önemli noktaysa, istifade ettiğim kaynaklar bahsinde Erich Jan Zürcher'den Mete Tunçay'a kadar pek çok tarihçinin ismini sıraladığımda hanımefendinin sessizliğe boğulması oldu. Zira eğer tarihî gerçekleri bilmemek bir itham konusuysa, anlaşılan aynı cürmü kendisi muhtemelen sadece Nutuk okuyarak işlemişti.
2. "Pasaportunuz, Türkiye pasaportu mu? Eğer öyleyse kendi ülkenizden bunca şikâyet etmekten utanmıyor musunuz?"
Atatürkçü özneleşme süreçlerinde birey, Atatürk ve kısmen onun üzerinden devletle özdeşleştiğinden, Atatürkçü özneler devlete veya Atatürk'e yapılan en küçük eleştiriyi "kişisel" algılar. Onları eleştirmenizin, yedi cedlerine sövmenizden pek farkı yokmuş gibi feveran etmeleri biraz da bu yüzdendir. Ancak daha ilginci, Ak Parti hükümetine yapılan her eleştiriyi ayakta alkışlayacak kadar büyük coşkuyla karşılamaları olmuştur. Ak Parti, isterse bir on yıl daha memleketi yönetsin, kendi kafalarındaki devlet tahayyülüyle örtüşmeyecek sanırım.
3. "Allah cezanı versin"
Dinleyicilerden birisi ayağa kalkıp, yüzüme bakarak böyle dedi. Sen sunum boyunca, halkı İslâmî köklerinden ayırmak için hayata geçirilen jakoben uygulamaları anlat ve sana itiraz edenin sözü yine İslâmî kodlardan müteşekkil olsun. Bu tepkinin kendisi bile başlı başına mezkûr projenin çöküşüne delalettir.
Sunumda Atatürk kültüne ilişkin anlattığım ne varsa, bunu söz ve davranışlarıyla diğer dinleyicilere fazlasıyla kanıtlayan Atatürkçü katılımcılara teşekkür ederim. Ben, söz konusu kültün toplumsal olana ilişkin zararlarını istesem bile onlar kadar iyi anlatamazdım.
1915 bağı
Dinleyiciler arasında, yaşlı bir beyefendi söz alarak Ermeni asıllı olduğunu ama asla milliyetçi olmadığını, salondaki Türk milliyetçileriyle Ermeni milliyetçiler arasında pek çok benzerlik bulunduğunu söyledi.
"Karşımda hakikate bağlılıklarını cesaretle gösteren iki hanımefendi görüyorum" derken gözleri doldu, zorlukla sözlerine devam edebildi. Mustafa Kemâl'in İngiliz ve Fransız emperyalistlerle işbirliği yaparak cumhuriyeti kurduğu tezine ilişkin sorusuna cevap verirken 1915'e değinmeden bitirmek istemedim ve üç yıldır Taksim'de yapılan anmalardan bahsederek Türk-Ermeni ilişkilerine dair umudu yitirmemek gerektiğini söyledim. Panel bittikten sonra yanıma gelen ve tarih profesörü olduğunu öğrendiğim bu bey, yine gözleri yaşlı kulağıma eğildi ve şöyle söyledi: "Bizi memleketimizden kovanlar da işte bu zihniyete sahipti."
1915, Ermenilerle Müslümanların arasındaki bağı tamamen koparabilir, yüzyıllar boyunca bir arada yaşadığımızı unutturabilirdi. Ama İttihat ve Terakki zihniyetinin uyguladığı diğer toplumsal mühendislik projelerinde de olduğu gibi halkların belleği, devletlerin unutturma politikasına galip geliyor. 1915, dünyanın her yerinde aramızdaki bağı hatırlatan ve bu örnekte olduğu gibi pekiştiren bir acı olmayı sürdürüyor; hatırladıkça hafifleyen bir acı...
Yetkinlioğlu ‘Yılın Gazetecisi’
Yetkinlioğlu ‘Yılın Gazetecisi’
Türkiye Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi (CTS) ile Londra’da yayınlanan Olay, Londra, Avrupa Gazetesi ve Telgraf Gazeteleri tarafından ortaklaşa düzenlenen yarışmada, Hürriyet Londra serbest muhabiri Halil Yetkinlioğlu ‘Yılın gazetecisi’ seçildi.
LONDRA’da faaliyet gösteren ve çeşitli konularda toplantılar düzenleyen Türkiye Araştırmaları ve Kalkınma Merkezi (CTS) ile Londra’da yayınlanan Olay, Londra, Avrupa Gazetesi ve Telgraf Gazeteleri tarafından ortaklaşa düzenlenen yarışmada, Hürriyet Londra serbest muhabiri Halil Yetkinlioğlu ‘Yılın gazetecisi’ seçildi.
Törene Başbakan Yardımcısı Nick Clegg, Barones Meral Ece, milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, işadamları ile dernek temsilcileri katıldı.
Yetkinlioğlu, 1990’dan itibaren Londra’da muhabirlik yapıyor. Yetkinlioğlu’na ödülünü İşçi Partisi milletvekili ve Avrupa İşleri Gölge Bakanı Emma Reynolds verdi.
Törene Başbakan Yardımcısı Nick Clegg, Barones Meral Ece, milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, işadamları ile dernek temsilcileri katıldı.
Yetkinlioğlu, 1990’dan itibaren Londra’da muhabirlik yapıyor. Yetkinlioğlu’na ödülünü İşçi Partisi milletvekili ve Avrupa İşleri Gölge Bakanı Emma Reynolds verdi.
CTS BİRİNCİ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI
CTS
BİRİNCİ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI
Medya, siyaset,üniversite, politika ve
ekonomi çevrelerinden katılımcılarla çeşitli toplantılar düzenleyen Londra
merkezli Türkiye Araştırmalar Merkezi ( Centre For Turkey Studies- CTS-)
birinci kuruluş yıldönümünü kutladı. Başbakan Yardımcısı Nick Clegg’in de
katıldığı ve Sheraton Park Lane Otel’de gerçekleştirilen gecede kişisel ve
kurumsal dallarda verilen Toplumsal Başarı Ödülleri de sahiplerini buldu.
30 Nisan akşamı yapılan geceye 500’den
fazla davetli katıldı. Türkiye’den gazeteciler Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu,
Hilal Kaplan ve Economist Dergisi’nin Türkiye temsilcisi olan Amberin Zaman’ın
da katıldığı davette CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir de hazır bulundu.
CLEGG’TEN
DESTEK ÇAĞRISI
Gecede bir konuşma yapan koalisyon
hükümetinin ortağı Liberal Demokrat Parti lideri ve Başbakan yardımcısı Nick
Clegg, CTS’in yaptığı çalışmaları çok başarılı ve etkileyici bulduğunu
söyleyerek geçen yıl restoranda gerçekleştirilen kuruluşuna katıldığı kurumun
bugün daha geniş bir mekanda yapılan birinci yıldönümünde de bulunmaktan
mutluluk duyduğunu belirtti. Clegg, CTS’in Türkiye-Britanya arasındaki
ilişkilerin geliştirilmesi ile İngiltere’de yaşayan Türkiye ve Kıbrıslı
göçmenlerin desteklenmesi açısından önemli bir işlev gördüğüne inandığını
söyledi. Başbakan yardımcısı, CTS’in
kendisinin bildiği Türkiye’ye focus ilk düşünce kuruluşu olduğunu kaydederken, kişi
ve kuruluşların çeşitli dallarda ödüllendirilmesini de önemli bulduğunu
vurguladı. Geceye Başbakan David Cameron ile İşçi Partisi lideri Ed Miliband’da
birer kutlama mesajı gönderdiler. CTS kurucu direktoru Ibrahim Dogus ise gecede yaptigi konusmada Turkiye ve Britanya arasinda kopru rolu oynamak gibi zor bir hedefleri oldugunu, bir yil gibi kisa bir surede gerceklestirdikleri onemli calismalarla bunun icin alt yapi olusturmaya cabaladiklarini belirterek, her gecen gun CTS'in bir adim daha ilerledigini dile getirerek, destek olan kisi, kurum ve kuruluslara tesekkur etti.
TOPLUMSAL
BAŞARI ÖDÜLLERİ HEYECAN YARATTI
İngiliz parlamentosunda grubu bulunan
partilerin tamamından 20 dolayında milletvekilinin yer aldığı gecede başta
Barones Meral Ece olmak üzere Lordlar Kamarası üyeleri de bulundular. Geceye
Santander Bank, Duncan Lewis ve NCD gibi şirketlerden yöneticiler ile
Türkiye’den büyük ölçekli firma temsilcileri katıldılar.
Caz sanatçısı Felicity Kaya ile Çiğdem
Aslan-Cahit Baylav’ın sahne aldığı yıldönümü kutlamasının en heyecanlı
bölümlerinden birisi ‘Toplumsal Başarı Ödülleri’nin dağıtıldığı anlar
oldu. Çok sayıda kişi tarafından
önerilen ve aralarında Barones Meral Ece, belediye meclis üyesi Yasemin Brett,
sosyolog İpek Demir ile avukat Şadiye Aslan’ın da bulunduğu 13 kişilik bir jüri
tarafından belirlenen toplam 23 kişi ve
kuruluş ödüllendirildi. Ödül plaketleri sahiplerine Başbakan yardımcısı Nick
Clegg, Gölge Avrupa Bakanı milletvekili
Emma Reynolds, Barones Meral Ece, Lord Sheikh Mohamed, Barones Meral Ece,
meclis üyesi Yasemin Brett, gazeteciler Cengiz Çandar, Amberin Zaman ve Şadiye
Aslan tarafından verildi.
Gecede
ödül alan kişi ve kuruluşlar şunlar oldu:
Yılın En Başarılı İşletmesi : Hüseyin
Uçar
İşadamları : Önder Şahan
– Tas Restaurantları Grubu, Tuncel Nalbantoğlu – Vatan Döner Grubu, Ali Güryel
– Bromcom IT Grubu, Ahmet Akdoğan – Hazevi Restaurant.
İş Kadınları : Şehriban Sönmez
– Karizma Kuaför, Handan Ozbek – Kent Solicitors, Vildan Yetişal – Dizayner
Vakıflar : Derman – Psikolojik Danışmanlık Servisi, IMECE – Kadınlara Yardım Merkezi, ITSEB –
Tıbbi Sivil Örgüt
İnanç tabanlı Vakıf : İngiltere Alevi Kültür Merkezi-Cemevi
Sağlık :
Dr Teoman Sırrı
Spor : Turgut Esendağlı – İngiltere Türk
Toplum Futbol Federasyonu Başkanı
Medya : Halil Yetkinlioğlu
Siyaset : Feryal Demirci – Hackney Belediye
Meclis üyesi
Eğitim :
Ertanç Hidayettin
Kültür-Sanat : Çiğdem Aslan
Yaşam boyu Başarı : Nafiz Bostancı
Jüri Özel Ödülleri : Nural Ezel – Olay Gazetesi, Sabire Camgöz – Pro – Cancer Research Fund, Mustafa Kemal Bayazıt – Bilim adamı
İmperial College of London, Ali Gül Özbek – Eczacı ve ITSEB yönetim kurulu
üyesi
Subscribe to:
Posts (Atom)